Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir.
Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://cagrisarigoz.com/masal
**Paylaşmanın Sihiri: Neva ve Gökalp’ın Büyülü Yarışı**
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, büyülü bir dünyada minik bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Neva imiş. Neva, göz alıcı renklerde çiçeklerin ve konuşan hayvanların olduğu bu harikulade dünyada, en iyi arkadaşı Gökalp ile birlikte oyunlar oynayarak günlerini neşe içinde geçirirmiş.
Büyülü dünyanın ortasında, göğe doğru uzanan yemyeşil bir tepenin tepesinde, rengârenk bir baloncuklarla süslenmiş dev bir ağaç bulunurmuş. Bu ağaç öyle sıradan bir ağaç değilmiş. Mevsimler boyunca hiç yaprak dökmez, her zaman en lezzetli meyveleri sunarmış. Ama bu ağacın en büyülü yanı, meyvelerini sadece paylaşmayı bilen çocuklara vermesiymiş.
Bir gün Neva ve Gökalp, büyülü ağacın altında oynarken, Mario adında bir oyuncak tamircisi ve Barbie adında bir prenses yanlarına gelmiş. Mario ve Barbie, ağacın verdiği meyveleri tatmak için ormanın öbür ucundan yollara düşmüşler, ama meyvelere ulaşmanın yolu sadece bir yarışla mümkünmüş. Yarışın kuralları çok basitmiş; birlikte iş birliği yaparak, engelleri aşmalı ve zirveye ulaşmalılarmış.
Yarış başlamış, Neva ve Gökalp hemen harekete geçmişler. Ama bu yarışta önemli olan hızlı olmak değil, paylaşmayı ve yardımlaşmayı bilmekmiş. İlk engel, yüksek kayaların oluşturduğu dev bir labirentmiş. Neva, boyunun küçük olmasının avantajını kullanarak dar aralıklardan geçebilirken, Gökalp ise güçlü kollarıyla büyük kayaları kaldırıp yol açabilirmiş. Birlikte çalışarak, labirentin sonuna ulaşmışlar.
İkinci engel ise, kendiliğinden hareket eden bir bataklıkmış. Neva ve Gökalp, birbirlerine sıkı sıkıya tutunarak adım adım ilerlemişler. Ama Barbie ve Mario, bataklıkta çırpınırken yarıştan geri kalmışlar. Neva ve Gökalp, aslında yarışın onlar için olduğunu bilseler de, Barbie ve Mario’ya yardım etmeye karar vermişler. Uzattıkları dallarla onları bataklıktan çıkarmışlar. Barbie ve Mario, kendilerine uzanan yardım eli karşısında şaşkınlıklarını gizleyememişler.
Üçüncü ve son engel, büyülü bir nehir imiş. Nehrin ötesine geçmek için tek bir sandal bulunuyormuş, ama o da sadece iki kişilikmiş. Neva ve Gökalp, bir an tereddüt etmişler, ama sonra kararlarını vermişler. Sandalı kullanmak yerine, hep birlikte nehrin kenarında büyük taşlar ve dallar bulup, karşı kıyıya ulaşabilecekleri bir köprü yapmışlar.
Engelleri aşarak büyülü ağacın zirvesine ulaştıklarında, ağaç onların bu güzel davranışlarını görmüş ve en tatlı meyvelerini onlara sunmuş. Neva ve Gökalp, meyveleri Mario ve Barbie ile paylaşmışlar. Paylaşmanın ve yardımlaşmanın mutluluğunu yaşamışlar. Gökalp, “Birlikte daha güçlüyüz ve paylaşmak en büyük sihirdir,” demiş. Neva ise gülümseyerek, “Kardeşlik böyle bir şey,” diye eklemiş.
Ve böylece, büyülü dünyada bir yarış daha sona ermiş. Ama asıl kazanan, yarışı bitirenler değil, paylaşmayı ve birlikte olmayı seçenler olmuş. Neva ve Gökalp, o günden sonra her zaman birlikte oynamayı, birbirlerine yardım etmeyi ve en önemlisi, yaşadıkları her şeyi paylaşmayı unutmamışlar.
Son olarak, Mario ve Barbie, Neva ve Gökalp’a teşekkür ederek söz vermişler: “Bundan sonra biz de her zaman paylaşacağız ve karşımıza çıkan herkese yardım edeceğiz!”
Ve onlar mutlu mesut yaşamışlar. Paylaşmanın sihiri, büyülü dünyalarını her zaman aydınlatmış. Neva ve Gökalp’ın dostluğu ise, tıpkı büyülü ağacın meyveleri gibi, hiç solmamış ve her zaman tatlı kalmış.
Bu arada, gönlünüzden koptuğunca aşağıdaki ödeme sayfası üzerinden projeyi desteklerseniz çok sevinirim.
Her masalın belli bir maliyeti oluyor, bu maliyeti karşılayabilmek için masal başına 15 TL gibi bir rakam maliyeti karşılayabiliyor.
https://donate.stripe.com/14kcP623k4aT0ogfYZ
Şimdiden desteğiniz için çok teşekkür ederim. ✨