Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir.
Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal
Müzik Şatosu’nda Cesaret Sınavı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, pire berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, uzak bir diyarda, kimsenin cesaret edip adım atmadığı Müzik Şatosu’nda bir çocuk yaşarmış. Bu çocuğun adı Serdar’mış. Serdar, şatonun koruyucusu Gökçen ile birlikte yaşar ve büyürmüş. Şato, aslında oldukça güzel ve sıcak bir yer olsa da, etrafındaki devler yüzünden insanlar çevrede yaşamaktan korkarmış.
Günlerden bir gün, Serdar’ın arkadaşı Diyar, şatonun etrafında dolaşırken korkunç bir devle karşılaşmış. Diyar, devin korkunç kükremesini duyup hemen kaçmış ve Serdar ile Gökçen’in yanına gelmiş. Diyar, nefes nefese Serdar ve Gökçen’e olanları anlatmış. Serdar, arkadaşı Diyar’ın yardımına koşmaya karar vermiş. Ama önce Gökçen’den kendine cesaret vermesini istemiş.
Gökçen, Serdar’a güzel ve büyülü bir kavel vermiş. Bu kavel, ona zamanının en büyük cesaretini verecekmiş. Serdar ve Diyar, şatonun içinde kavelin nasıl kullanılacağını öğrenmek için uğraşırlarken, bir anda kapı çalmış. Kapıyı açan Gökçen, devin karşısında olduğunu farketmiş ve hemen içeri kaçmış. Dev, şatonun etrafında dolaşmaya başlamış ve her adımında şato sallanıyormuş.
Serdar ve Diyar, devin şatonun etrafını sardığını görünce, büyülü kaveli kullanarak onu yenebileceklerine inanmışlar. Gökçen de onlara cesaret vermiş ve “Korkularınızın üzerine yürümelisiniz. Unutmayın, sizin cesaretiniz sayesinde bu devi yenebilirsiniz.” demiş.
Serdar ve Diyar, şatonun dışına çıkmışlar ve devin karşısında durmuşlar. Dev, onları görünce kahkahalarla gülmeye başlamış. “Siz mi beni yeneceksiniz? Küçük çocuklar!” demiş alaycı bir şekilde. Ama Serdar ve Diyar, Gökçen’in sözlerini hatırlayarak, korkularının üzerine yürümeye karar vermişler. Serdar, kaveli devin üzerine fırlatmış ve Diyar da onun arkasından koşarak, kavelin etkisini göstermesine yardımcı olmuş.
Kavel, devin üzerine düşünce, büyük bir gürültüyle patlamış ve dev, yere yığılmış. Serdar ve Diyar, büyük bir sevinçle Gökçen’in yanına koşmuşlar. Gökçen, gülümseyerek onlara sarılmış. “Siz korkularınızın üstesinden geldiniz ve cesaretinizle devi yendiniz. Artık şatomuz ve çevresi güvende olacak.” demiş.
O günden sonra, Serdar ve Diyar cesaretlerini daha da güçlendirmeye karar vermişler ve Müzik Şatosu’ndaki maceralarına devam etmişler. Gökçen ise, onlara sürekli olarak cesaretlerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmış ve şatonun korunmasına yardımcı olmuş. Serdar ve Diyar, cesaretlerinin sınırlarını zorlamaya devam ederken, Müzik Şatosu çevresinde yaşayan insanlar da korkularının üstesinden gelmeyi öğrenmişler ve şato etrafında yaşamaya başlamışlar.
Serdar ve Diyar’ın öğrettiği bu ders sayesinde, çevre insanlar her zaman “Korkularımızın üzerine yürümelisiniz, çünkü cesaretinizle sadece siz korkularınızı yenebilirsiniz.” demişler ve bu sözler nesilden nesile aktarılmış. Serdar, Diyar ve Gökçen ise, Müzik Şatosu’nda mutlu bir hayat sürmüşler ve çevre insanlara cesaretlerini paylaşarak, onların da korkularını yenmelerine yardımcı olmuşlar.
Ve eğer bu cesaretlerini yitirmedilerse, hala orada yaşıyorlar, şatonun sıcak ve neşeli ortamında, yeni korkular ve devlerle başa çıkarak…