Bu masallar yapay zekaya yazdırılıp seslendirilmiştir.
Siz de ücretsiz olarak bir çocuğa özel masal yazdırın: https://s.cagrisarigoz.com/masal
Küçük Bahar’ın Büyülü Paylaşım Macerası
Bir varmış, bir yokmuş. Bir köyde sevgi dolu bir aileyle yaşayan altı yaşında küçük bir kız varmış. Bu kızın adı Hatice Bahar’mış. Hatice Bahar, her zaman etrafındaki arkadaşlarıyla paylaşmayı bilen, onlara yardım etmeyi seven bir çocukmuş.
Bir gün Hatice Bahar, bahçede oynarken sihirli bir lamba bulmuş. Lambayı ovuşturduğunda içinden bir perim çıkmış ve ona üç dilek hakkı vermiş. Hatice Bahar bir an düşündükten sonra, “Benim ve arkadaşlarımın hep birlikte yaşayabileceği büyülü bir dünyada olmak istiyorum” demiş. Peri, Hatice Bahar’ın bu dileğini kabul etmiş ve onu arkadaşlarıyla birlikte büyülü bir dünyaya götürmüş.
Büyülü dünyada Hatice Bahar, arkadaşları Gökçe Eda, Akif ve Sare ile karşılaşmış. Hepsi bu büyülü dünyada çok mutlu olmuşlar ve başlarından geçen eğlenceli maceraları paylaşarak daha da güçlü bir dostluk bağı kurmuşlar.
Bir gün, Hatice Bahar ve arkadaşları ormanda dolaşırken bir kediyle tanışmışlar. Kedi, onlara büyülü dünyadaki hayvanlarla konuşabileceklerini söylemiş ve onlara bu konuda yardımcı olabileceğini belirtmiş. Hatice Bahar ve arkadaşları kediyi sevinçle kabul etmişler ve bu yeni dostlarını da aralarına almışlar.
Bir süre sonra, Hatice Bahar ve arkadaşları bir köprüye gelmişler. Köprünün üzerinde bir tabela yazıyormuş: “Bu köprüyü geçebilmek için her birinizin bir şey paylaşması lazım.” Hatice Bahar ve arkadaşları birbirlerine bakarak gülümsemişler. Çünkü hepsi de paylaşımcı kişilikleri sayesinde bu köprüyü geçebileceklerine inanmışlar.
Önce Gökçe Eda, yanında getirdiği meyve suyunu arkadaşlarıyla paylaşarak başlamış. Sonra Akif, cebinden çıkardığı çikolatalı keki herkese eşit olarak bölmüş. Sare de yeni aldığı renkli kalemleri arkadaşlarına dağıtarak onlarla paylaşmış. Hatice Bahar ise yanında getirdiği küçük topunu arkadaşlarıyla oynayarak paylaşmış.
Sonunda köprüyü geçebilmişler ve büyülü dünyanın ilerisinde bir ağaç ev bulmuşlar. Hepsi de oraya giderek bu yeni evde yaşamaya karar vermişler. Ağaç evde herkesin seveceği şeyler bulunuyormuş ve herkes bu yeni yaşantıya alışmış.
Bir gün, Hatice Bahar ve arkadaşları ağaç evde otururken, büyülü dünyanın diğer sakinleriyle tanışmışlar. Herkes çok güler yüzlü ve sevecenmiş. Hatice Bahar ve arkadaşları oradaki diğer çocuklarla da dost olmuşlar ve onlarla da paylaşmak istemişler.
Ancak aralarından biri, kötü bir alışkanlığı olan bir çocukmuş. Adı Kıvırcık’mış ve ona göre paylaşmak kötü bir şeymiş, çünkü elindeki şeylerin azalacağını düşünürmüş. Hatice Bahar ve arkadaşları, Kıvırcık’a paylaşmanın ne kadar güzel ve keyifli olduğunu anlatmışlar.
Kıvırcık, başta bu düşünceye karşı çıkmış ama sonunda Hatice Bahar ve arkadaşlarının düşüncelerini kabul etmiş ve paylaşmanın aslında çok güzel olduğunu anlamış. Hatice Bahar ve arkadaşları, Kıvırcık’a paylaşmanın elindeki şeyleri azaltmayacağını, aksine dostluklarını güçlendireceğini ve hep birlikte daha mutlu olacaklarını göstermişler.
Bu olaydan sonra, Hatice Bahar ve arkadaşları büyülü dünyada daha çok paylaşarak ve birbirlerine yardımcı olarak çok mutlu bir yaşam sürmüşler. Onlar, bu macera boyunca paylaşmanın çok güzel ve keyifli olduğunu, birbirimiz hakkında kötü konuşmamak gerektiği ve topluluk içinde kulaktan kulağa konuşmanın ayıp bir şey olduğunu öğrenmişler.
Ve Hatice Bahar ve arkadaşları, büyülü dünyada yaşadıkları bu eğitici macerayı hiç unutmamışlar. Çünkü onlar orada, paylaşmanın ve dostluğun değerini öğrenmişler.