Arda ve Arkadaşlarının Basketbol Mücadelesi
Bölüm 1: Basketbol Sahasında Buluşma
Bir güzel bahar günüydü. Yedi yaşındaki Arda, okuldan sonra mahalledeki basketbol sahasında arkadaşları Bulut ve Derin ile buluşmak için can atıyordu. Arda, basketbol oynamayı çok seviyordu. Özellikle arkadaşlarıyla birlikte oynarken daha çok eğleniyordu. Bu yüzden bugünü iple çekiyordu.
Arda eve geldiğinde, annesi onun heyecanını görebiliyordu. “Bugün basketbol sahasında arkadaşlarınla ne zaman buluşacaksın?” diye sordu. Arda’nın gözleri parladı ve “Hemen şimdi!” dedi. Annesi güldü ve “Tamam, git önce elini yüzünü yıka, sonra hemen git” dedi. Arda hızla lavaboya koştu ve sonra annesine sarılarak “Hoşça kal!” dedi ve kapıdan fırladı.
Basketbol sahasına geldiğinde, arkadaşları Bulut ve Derin’i gördü. Birlikte top oynayarak ısınıyorlardı. Yanlarına yaklaştığında, Bulut Arda’ya doğru el sallayarak “Heey Arda!” dedi. Arda hızla yanlarına geldi ve “Selam arkadaşlar, ne zaman başladınız?” diye sordu. Derin gülerek “Sen gelene kadar başlamayacaktık ama biraz ısınmaya karar verdik” dedi.
Bir süre sonra, Ayza, Zeynep ve Leyla da sahaya geldi. Onlar da bugün pon pon kız olarak Arda ve arkadaşlarının yanında olacaklardı. Ayza’nın elinde bir megafon vardı ve “Hazır mıyız?” diye sordu. Arda ve arkadaşları “Evet!” diye bağırdı. Ayza, Zeynep ve Leyla da ellerindeki pon ponları sallamaya başladı.
Bölüm 2: Kızılkartallar’ın Mücadelesi
Arda, Bulut ve Derin’in basketbol takımının adı Kızılkartallar’dı. Bugün karşılarına çıkan takım ise oldukça güçlüydü. Fakat Arda’nın ailesi, Aras Dayı, anane ve dede de maçı izlemeye gelmişti. Onların desteğiyle Arda ve arkadaşları daha da güçlü hissediyorlardı.
Hakem Mahmut, düdüğünü çaldı ve maç başladı. Arda ve arkadaşları, mücadeleci ve enerjik bir oyunla karşı takıma karşı duruyorlardı. Arda, takımının elinden gelenin en iyisini yapması için herkesi cesaretlendiriyordu. İlk yarıda her iki takım da oldukça başarılıydı ve skor sıkı bir şekilde ilerliyordu.
Ayza, Zeynep ve Leyla ise saha kenarında pon pon kız olarak gösteri yapıyorlardı. Amuda kalkarak yaptıkları hareketlerle herkesin ilgisini çekmeyi başarıyorlardı. Anne-baba, Aras Dayı, anane ve dede ise Arda ve arkadaşlarına tezahürat yaparak enerji veriyorlardı.
İkinci yarı başladığında, Kızılkartallar daha da enerjik ve heyecanlıydı. Arda, Bulut ve Derin, üçlük atışlar ve smaçlar yaparak karşı takıma karşı avantaj sağlamaya çalıştılar. Karşı takımdaki usta basketbolcular ise onların mücadelesine saygı duruşunda bulundular.
Bölüm 3: Mücadele, Arkadaşlık ve Eğlence
Maçın son dakikalarıydı ve Kızılkartallar, karşı takıma karşı güçlü duruyorlardı. Fakat Arda biliyordu ki önemli olan sadece kazanmak değil, mücadele etmek ve eğlenmekti. Bu düşünceyle, Arda ve arkadaşları sahada adeta dans ediyormuşçasına hareket ettiler. Her pozisyonda birbirlerine yardımcı olup, paslaşarak oyun oynadılar.
Maçın son düdüğü çaldığında, Kızılkartallar ve karşı takım birbirlerine sarılarak tebrik ettiler. Skor ne olursa olsun, her iki takım da mücadele etmiş ve eğlenmişti. Arda ve arkadaşları ise, arkadaşlık, paylaşmak ve eğlence dolu bir gün geçirmişlerdi.
Anne, baba, Aras Dayı, anane, dede, Ayza, Zeynep ve Leyla da onları alkışlayarak kutladı. Arda’nın yüzünde ise müthiş bir gülümseme vardı. Bugün, hem arkadaşlarıyla basketbol oynadığı için, hem de sevdiklerinin desteğiyle mücadele ettiği için çok mutluydu.
Arda, Bulut, Derin, Ayza, Zeynep ve Leyla, günün sonunda bir kez daha anladılar ki önemli olan kazanmak değil, mücadele etmek, arkadaşlık, paylaşmak ve eğlenmektir. Ve bu düşünceyle, güzel bir günün ardından evlerine döndüler.